Arjantin'e gitmişken Uruguay'ı görmek için Buenos Aires'ten Plata nehrinin karşı kıyısına geçiyoruz. Ayrıca geminin ilk iki uğrak limanı, Uruguay'ın Punta del Este ve Montevideoşehirleri.  Buenos Aires’ten Buque Bus denen büyük ve hızlı yolcu teknelerine binip Plata nehrinin karşı kıyısına geçince başka bir ülkeye geçiyorsunuz. Ayni dili konuşan, benzer bir ülke; Uruguay, Arjantin’in taşralı, küçük akrabası. Önce Buenos Aires’i görmesem çok daha çekici bulacağım, daha fazla seveceğim, ama ne çare ki görmüşüm ve...
Aylardan Temmuz. İstanbul’dan St Petersburg’a uçuyor ve Neva Üstünde demirlemiş olan gemimiz Lenin’e yerleşiyoruz. St. Petersburg veya Leningrad veya Petrograd, Rusya’nın tarihî şehri, Büyük Petrotarafından 1702’de kurulmuş. 200 yıl Rus Çarlığının başkenti olmuş, 1914-24 arası Rus iç savaşı sırasında Petrograd olarak anılmış, Sovyet döneminde 1924-91 arası Leningrad olarak ismi değiştirilmiş, en sonunda Sovyetlerin dağılmasından sonra yönetim yeniden St. Petersburg adını halka sorarak almış. Baltık kıyısında Neva nehri üzerinde 42 ada üzerine yayılmış bir kültürel merkez ve eski, zarif binalarıyla meşhur. Tarihi binaları ile...
Benim Islas Malvinas demeyi tercih ettiğim bu adalar Güney Amerika gemi gezisi sırasındaki uğrak limanlarından biri ve Arjantin-İngiltere savaşından beri merak ettiğimiz için görmeyi heyecanla bekliyoruz. Gemi yanaşmadan bir gece önce pasaportlarımızı topluyorlar çünkü ertesi gün İngiltere'ye yanaşacağız(!) hem de Antarktika'ya 1000 km. mesafedeki İngiltere'ye.! Falkland adaları'nı ilk duyduğumda yıl 1982 idi ve kimse duyduklarına inanamamıştı. Koskoca İngiliz donanması kalkıp küçücük bir ada...
ABD’nin Florida Eyaletindeki Fort Lauderdale cruise limanından Emerald Princess gemisi ile ayrıldıktan bir gün sonra, 20.03.14 günü sabah 07 civarı İngiliz Bahama Adaları'nın ilki olan Eleuthera/Princess Cays adasına geliyoruz.. Gemi sahile yanaşamadığından açıkta demirliyor ve sahile teknelerle götürülüyoruz. "Tender boat" denen tekneler, gerektiğinde "life boat", can sandalına dönüştürülen tahlisiye sandalları. Yaklaşık 90 kişi alıyor ve epey hızlı gidiyorlar. Bu...
2008 yılı, Ağustos’un ortası geliyor, köyde bir türlü işler bitmediği için Karadeniz yolculuğumuza çıkmamız sürekli ertelenerek bu tarihi buluyor. En sonunda Doğu Karadeniz’de havanın bozacağı korkusuyla işleri yarım bırakıp bir sabah çekme karavanımızla yola çıkıyoruz. Sapanca-Gerede-Çerkeş-Samsun güzergâhıyla Karadeniz sahil yoluna iniyoruz. Hiç durmadan Hopa’ya kadar yol alıp, Hopa’dan Borçka’ya doğru tırmanmaya başlıyoruz. Niyetimiz, Macahel’de hava bozmadan Artvin ve civarını görmek, Kaçkar’lara çıkmak. Oraları görüp bitirdikten sonra batıya doğru...
"Önümüzdeki hafta Hindistan’a gidelim mi?"sorusu ile  başlayan macerada; İstanbul Harbiye’deki konsolosluktan iki gün içinde vize alınıp, THY dan İstanbul-Delhi direkt uçuşa üç kişilik bilet ayırtılıp, yetecek kadar eşya çabucak hazırlanıp, Emin de okuldan yarı yıl tatiline çıkınca, 25 Ocak’ta beş saatlik bir uçuştan sonra kendimizi Delhi hava alanının karmaşasında buluveriyoruz. Plansız seyahat bizim tarzımız ama bu sefer kendimizi de...
1997 Yılı bahar aylarında, yeni alınmış bir Hyundai Van minibüsün içini, bütün üniteler istendiğinde tamamen çıkabilir şekilde, genç bir marangoza ölçü vererek amatörce karavan haline getiriyoruz. Sabit ünite tercih edilmemesinin nedeni, normalde aracın iş için kullanılıyor olması. Günlük kullanımda oturmak için kullanılan sandıklı iki ünite, ortadaki masa araya konduğunda gece yatağa dönüşüyor. Ayrıca küçük bir eviyesi olan mutfak tezgâhımız...
"Bu yazı Arap baharı öncesi, Tunus BOP Projesi kapsamında dönüştürülmeden önce yazılmıştır. Bugünkü durumu yansıtmamaktadır." Kuzey Afrika’yı merak ediyorsanız, bir Arap ülkesini ve sahrayı hiç görmediyseniz, çok ucuza, çok güvenli bir ülkeyi ziyaret edip dolandırılma korkusu olmadan bir de araba kiralayarak, trafik derdi de olmaksızın tüm ülkeyi kendi kendinize gezmek istiyorsanız hele bir de Yıldız Savaşları filmlerinin nerede çekildiği sizi...
Her seyahat dönüşünde, “şu anda gezip döndüğüm ülkede olmak ister miydim?” diye kendimi yokluyorum ve verdiğim cevaba göre gerçekte oradan ne kadar hoşlanmış olduğumu anlıyorum. Özellikle uzun geziler sonrası yeniden evde olmak huzur ve güven verdiğinden, eğer bu soruya “evet“ dersem, orayı gerçekten sevmiş olduğum ortaya çıkıyor.  Bunlar, kendimi rahat, güvenli, mutlu hissettiğim ve pek çok açıdan yabancılık çekmediğim ülkeler. Epeyce yer gördükten sonra...
ABD’nin en kuzey eyaleti olan Alaska, gerek iklimi, gerek yerleşim merkezlerinin tarzı ve mimarisi, gerekse sosyal hayat açılarından, bulunduğu ülkeden çok Kanada’ya benziyor. Küçük ve tarihi yerleşim merkezlerinin korunmuş olması, eski kovboy kasabalarındaki binaların, barların, kiliselerin olduğu gibi muhafaza edilmesi, ayrıca kasabaların içine serpiştirilmiş tamamen turiste yönelik ve yöreye has hediyelik eşya, kürk, değerli taşlar, ambalajlanmış balık ve deniz ürünleri, örgü...

POPÜLER YAZILAR